Arabalar kaza yapıyor diye hiç arabaya binmeyelim mi? Tabii ki hayır. Çünkü arabayı güvenli bir şekilde kullanmanın kuralları vardır: emniyet kemeri, dikkat, hız sınırı, trafik bilgisi… Aynı mantıkla, cep telefonları da kontrolsüz kullanıldığında zararlı olabilir; ancak doğru kurgulanmış eğitim araçlarıyla donatıldığında, özellikle LGS ve YKS gibi hayati sınavlara hazırlanan öğrenciler için çok güçlü bir avantaja dönüşebilir.
Bugün öğrenciler bilgiye ulaşmada geçmiş nesillerden çok daha şanslı. Fakat aynı anda dikkat dağınıklığı, zaman kaybı ve ekran bağımlılığı gibi tehlikelerle de karşı karşıyalar. Bu ikili yapı, hem öğrenci hem veli için büyük bir ikilem yaratıyor:
“Telefonla çalışmak faydalı mı, yoksa tamamen mi uzak durmalı?”
Ben bu soruya, hem eğitim teknolojileri alanında uzun yıllar meşgul olan , hem de 30 yıllık bir öğretmen-eğitimci olarak cevap veriyorum:
Telefon, doğru kullanıldığında sınav başarısını doğrudan destekleyen etkili bir eğitim aracına dönüşebilir.

Dijital Araçlar Zararlı mı, Yanlış Kullanım mı?
Dijital kaynakları suçlamak kolaydır. Ancak mesele, hangi uygulamaların kullanıldığı ve ne sıklıkla, ne amaçla kullanıldığıdır. Dünya genelinde eğitim teknolojilerine yapılan yatırımlar, sadece okul sistemlerinde değil, bireysel sınav hazırlığında da dijitalleşmenin ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.
Örneğin Finlandiya’da öğrencilerin bireysel öğrenme süreçleri, akıllı cihazlar üzerinden takip ediliyor. ABD’de pek çok ileri düzey lisede, öğrenciler dijital platformlarla kendi öğrenme hızlarına göre çalışıyor.
Yani mesele teknoloji değil, onun kimin elinde, hangi amaçla kullanıldığıdır.
Sınav Sürecinde Telefon: Risk mi, Fırsat mı?
Öğrencinin cebindeki telefon, bir TikTok izleme aracı mı olacak yoksa bireysel koçuyla iletişim kurduğu bir çalışma yardımcısı mı? Bu sorunun cevabı velinin yönlendirmesi, öğrencinin dijital disiplini ve seçilen uygulamanın niteliği ile şekillenir.
Özellikle Kunduz, raunt, doping hafıza gibi eğitim uygulamaları bu noktada fark yaratıyor. Öğrenci çözmekte zorlandığı sorunun fotoğrafını çekiyor, uygulamaya yüklüyor ve kısa süre içinde alanında uzman eğitmenlerden adım adım çözüm geliyor.
Bu sayede yalnızca bir cevaba değil, o sorunun mantığına ve çözüm stratejisine ulaşmış oluyor.
Uygulama, ayrıca öğrencinin çözdüğü sorular üzerinden eksik konuları analiz ediyor, haftalık raporlar ve gelişim grafikleri sunuyor. Öğrenci için bu sistem; klasik özel derste elde edilemeyen bir süreklilik ve kişisel takibi mümkün kılıyor.
“Telefon Bağımlısı Olur” Endişesine Gerçekçi Bir Yaklaşım
Velilerin en büyük çekincelerinden biri de şu:
“Kunduz gibi dijital platformları indirirsek, telefon elinden düşmez. Sosyal medyada daha çok vakit harcar.”
Bu kaygı yerinde, ancak çözümsüz değil.
Aslında bu uygulamalar, sosyal medya gibi dikkati dağıtmak yerine öğrencinin ilgisini konuya yoğunlaştırıyor. Çünkü burada bir etkileşim değil, öğrenme süreci var. Birkaç soruya çözüm geldikçe, öğrenci motive oluyor. Konu eksiğini fark ediyor, tekrar yapma isteği artıyor.
Yani telefon, “boşa harcanan vakit” değil, “anlamlı öğrenme anı” haline geliyor.
Dijital Disiplini Nasıl Sağlarız? (Veliler İçin Rehber)
Telefonu tamamen yasaklamak, çoğu zaman ters etki yapar. Onun yerine dijital denge kurmak gerekir. İşte birkaç öneri:
- Telefon sadece ders uygulamaları için kullanılmalı. Kunduz gibi sınava yönelik platformlara izin verilmeli, sosyal medya ve oyunlar sınav sonrasına ertelenmeli.
- Ekran süresi sınırlandırılmalı. iOS ve Android cihazlarda “odak modu” ve “uygulama zamanlayıcıları” aktif hale getirilebilir.
- Haftalık değerlendirme yapılmalı. Öğrenciyle birlikte telefon kullanım raporları gözden geçirilmeli.
- Ortak hedef belirlenmeli. Örneğin: “Günde 1 saat Kunduz kullan, 30 soru sor” gibi somut hedefler konmalı.
Sonuç: Doğru Rehberlik, Teknolojiyi Avantaja Dönüştürür
LGS ve YKS gibi sınavlara hazırlanırken öğrencilerin en büyük ihtiyacı: doğru kaynak, hızlı geri bildirim ve kişiselleştirilmiş çalışma. Bunların hepsi artık cep telefonunun içindeki doğru uygulamayla sağlanabilir.
Ancak bunun için sadece uygulamayı indirmek yetmez; dijital bilinç ve yönlendirme gerekir.
Kunduz gibi platformlar sayesinde telefon, dikkat dağıtan değil; öğrenciyi hedefine taşıyan bir yardımcıya dönüşür. Veliler korkmamalı, yönlendirmeli.
Unutmayalım:
Uçaklar düşüyor diye uçmaktan vazgeçmiyoruz.
Arabalar kaza yapıyor diye yürümeye dönmüyoruz.
Telefonlar da dikkat dağıtabilir, ama doğru kullanılırsa başarıyı hızlandırır.